Yağmur
bulutları sıkıştırıyor gökyüzünü, kara örtüyle kaplanıyor bir anda mavi
örtü.
Fırtınaya nakşeden
yağmur damları vuruyor yüzüme ve ben işe geç kalan memur edasıyla telaşlı, koşar
adımlarla yürüyorum. Bakkaldan alacağım iki ekmeği ve hanımın diğer isteklerini
düşünüyorum. Eve bir an önce gidip eşimin kapı da beni karşılamasını , ufak
kızımın boynuma atlayışını düşünüyorum. Yemeği yedikten sonra içeceğim
çayı,kızımla geçireceğim dakikaları ve en çok da dizimde yorgun düşüp uyuya
kalmasını düşünüyorum..Bir an da gök gürültüsüyle kendime geliyorum.Gerçeği söylemek gerekirse, ben sadece yağmurun altında küçük adımlarla yürüyorum. Ne memur edasıyla koşuyorum. Ne evde bekleyen bir hanımım var ne de kızım. Yol boyu parmak uçlarıma bakarak kurduğum hayaller benden önce varıyor geleceğe.
Ben hala olduğum yerde eski bir paltoya sarılmış bedenimle ıslanıyorum ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder